Son yıllarda yaşadığımız kentlerin sokakları, her gün artan şiddet olayları,
toplumsal gerginlikler ve güvenlik sorunları ile gündeme geliyor. Gazete
sayfalarındaki manşetler, sosyal medya paylaşımları, televizyon haberlerinde
yer alan görüntüler... Tüm bu unsurlar, sokaklarımızda yaşanan karanlık ve
ahlaksız olayların ne denli yaygınlaştığını gözler önüne seriyor.
- Gencecik evlatlarımızın kafası kesilip sokak ortasına atılıyor,
- 30;a yakın sabıka dosyası olan insanlar sokakta geziyor, terör estiriyor,
görevini yapan polisi vurabiliyor,
- Her gün kadınlarımız cani insanlar tarafından öldürülüyor,
- Küçük çocuklara tecavüz ediliyor,
- Trafikte korna çaldın diye dönüp içerisinde ailesi olan şoföre saldırıyor,
- Kazaya karışan sürücü karşı taraftaki yaralıyı bırakıp kaçıyor,
- Ambulansa yol vermeyen sürücü ambulansı durdurup içinde hasta var mı
diye bakıyor,
- Sokakta yaşayan masum hayvanlara zulüm yapılıyor,
- Ev sahibi kira anlaşmazlığı sonucu kiracıyla kavga ediyor,
- Gürültü yapıyorsun diye komşu komşuna saldırıyor,
- Alacak verecek davasından insanlar birbirini vuruyor,
- Düğün konvoyları yolun ortasında durup halay çekiyor, trafiği kilitliyor,
- Hastalar doktorları, veliler ya da öğrenciler öğretmenleri dövüyor,
- Çıkma teklifini kabul etmeyen kızı “Ya benimsin ya kara toprağın.”
diyerek öldürebiliyor,
- Kendisini mafya ilan edenler esnafı haraca bağlıyor,
- Bir spor yorumcusu eleştiri yapıyor diye iş çıkışı ayağından vurulabiliyor,
- Magandalar yolda yürürken niye yan baktın diye saldırabiliyor,
- Herhangi bir yerden seken yorgun kurşunla insanlar ölebiliyor,
- İnsanlar birbirlerini dolandırıyor, garibanın, yaşlının parasını alıyor,
- İlkokul, ortaokul önlerinde torbacılar uyuşturucu satabiliyor.
Sanırım bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Yazarken içimin sıkıldığını
hissediyorum. Eminim ki okurken sizlerin de sıkılıyor.
Toplumun genelinde hissedilen güvensizlik, bireylerin günlük yaşamlarını
etkiliyor. Gece sokakta yürümekten çekinen, toplu taşıma araçlarında tedirgin
hisseden, hastanede ya da okulda dövülmekten, trafikte öldürülmekten korkan
insanların sayısı giderek artıyor.
Kısacası bu ülkede yaşayan bizler kendimizi güvende hissetmiyoruz. Güvenlik
güçlerinin varlığına rağmen, olayların artması, kamuoyunda bir güvenlik açığı
hissi yaratıyor. Vatandaşlar, güvenlik güçlerinin olaylara müdahale etme
kapasitesini sorgularken, devletin sağladığı güvenlik hizmetlerinin ve kanunların
etkinliği de tartışma konusu oluyor. Olayların ardından yapılan açıklamalar, sık
sık kamuoyunu tatmin etmekten uzak kalıyor. Bu durum, bireylerin devlete olan
güvenini zayıflatıyor.
Sokaklar, umutlarımızın yeşerdiği yerlerdir; güvenli olmayan bir sokak, umutları
karartır. Güvenli bir sokakta yürümek, özgürlüğün en güzel halidir.
Şimdi sorarım size; “Ne kadar özgürüz?
*****