Konya’da sabah çayı, sadece çay değildir. Yanında bir simit, bir de Konyaspor muhabbeti varsa; işte o gün, iyi başlamış demektir. Şehrin çarşısında, sanayisinde, kampüsünde, hatta köy kahvesinde bile bugün herkesin dilinde aynı cümle var:
“Bu sene bir başka olacak!”
Neden mi?
Çünkü artık yeni bir yönetim var.
Çünkü artık Ömer Atiker başkanlığında genç, dinamik, iddialı bir kadro var.
Çünkü bu şehir artık “idare eder” demiyor; “zirveye oynarız” diyor.
Konyaspor, sadece bir futbol takımı değildir. O, yeşil-beyaz bayrağın altında birleşen bir vefa hikâyesidir. Çocukken stada babasının omzunda gidenler, şimdi kendi çocuklarını omuzluyor. Tribünlerde sesini kaybeden delikanlılar, şimdi takım için gönlünü veriyor. Ve her maç günü, evinden stada yürüyen insanların ayak sesleri hâlâ o eski taş sokaklarda yankılanıyor.
Şimdi yeni bir dönem başlıyor. Sadece forma numaraları değişmiyor; bakışlar değişiyor, umutlar tazeleniyor. Yeni yönetim, “biz bu kulübü seviyoruz” diyenlerden değil, “biz bu kulüp için çalışacağız” diyenlerden oluşuyor. Bu çok önemli.
Ama unutulmamalı: Başarı sadece yönetimin değil, hepimizin sorumluluğu. Taraftar, tribünüyle destek olacak; basın, kalemiyle sahip çıkacak; şehir, yüreğiyle arkasında duracak.
Konyaspor, bütün Konya'nın meselesidir.
Bugün belki lig başında sadece puan cetveline bakıyoruz. Ama yarın, bu yönetimin hikâyesi belki de şampiyonlukla, Avrupa yolculuğuyla, genç yıldızlarla anılacak. Kim bilir, belki yeniden o efsane günlere döneriz. Rize deplasmanında 90+3'te atılan o gol gibi. Belki yine tribünlerde “Konyaspor sen bizim her şeyimizsin” tezahüratları göğe yükselir.
Bu sezonun adı bence şimdiden belli:
“İnancın Sezonu”
Ve son söz, tribün ruhuyla gelsin:
“Yolun açık, forman yeşil, yüreğin beyaz olsun Konyaspor!”