İstanbul’a gitmek için Ankara’nın trilyonlara mal olmuş görkemli modern, göz kamaştıran GAR’ına kızım ve torunum biraz erken bıraktı.
Erzurum’dan Esenboğa Havaalanına gelecek olan babasını karşılamak için tren saatimden 2 saat önce GAR’a geldim.
Torun “erken dede” dediler amma “önemli değil kafede neskafe mi yudumlar gazetelerimi okurum” dedim. Torunum bırakıp havaalanına gitti. Girişten şatafatlı meşhur katrilyonluk gösterişli yeni GAR’a girdim. Buz kesen kara kışta dışardan soğuk kocaman bir salon beni karşıladı. Oturulan banklar virüs nedeni ile kaldırılmış bilet gişelerin yanındaki demir oturanlardan bir kaç sıra vardı. Biletimi aldım. Salonda bir görevli nereye gideceğimi sordu. Söyledikten sonra hangi saatte hangi kapıdan gireceğimi kibarca bilgi verdi. “ Bu kadar soğuk. Salon neden buz kesiyor. GAR ısıtmıyorlar mı?”sorusunu sordum. Bir değil bin ah işittim. Soğuktan ellerini ovuşturarak ısınmaya çalışan görevli: “Amca bir yetkili tanıyor isen bu durumu bildir. Tanımıyorsan bir gazeteci tanıdığın varsa ona söyle yazsın. Yolculardan daha çok buz kesen salonda biz çalışanlar donuyoruz. Sürekli hareket halinde ısınmaya çalışıyoruz” dedi. “Tesadüfün bu kadarı tam adamına rastladın” dedim. Etraftaki bütün dükkanlar kapalıydı. simit, içece ( su, meşrubat ) almak için MİGROS’a girdim sıcaktı. Saat daha sabahın 11 ve simit yok dediler. Gazete, poğça ve meşrubat alıp ısınmak, hareket saatine kadar neskafemi içmek için 2. Kata çıktım. İki cafe açıktı. İstasyon cafede karar kıldım. Boştu, içeri girdim o da buz kesiyordu. Mecburen neskafemi söyleyip oturdum. Soğuktan dizlerim üşüyünce ayak ayak üstüne atıp GAR’ın rezaletini yazdım. Bu yazımı bir yetkili mi duyar ya da bir meslektaşım okuyup gazete, TV veya köşesine mi taşır bilmiyorum. Yolcu olsun olmasın ihalede belirlenen yolcu sayısına göre parasını benim gibi GAR’a gelen gelmeyen 85 milyondan tıkır tıkır alan müteahhit efendi özel uçağı olduğundan hiç GAR’a gelip hızlı tren ile seyahat etmediği kesin. Peki DDY ve GAR yetkilileri de mi bir sefer olsun Başkentin orta yerindeki muhteşem GAR’a yolları düşmedi? Bu rezaleti bilmiyorlar mı? Sanırım biliyorlar. Ama vatandaşın sesi çukmadığı, çalışanlar bu kepazeliği “işime son verirler” endişesi taşıdıkları için durum kış boyu devam edecek gibi. Sevgili orta halli TC vatandaşı hızlı trene binsen de binmesen de sen sen ol bu zemheri kara kışta Ankara GAR’ına erken gelme. Yarım saat önce kapılar açılıyor diyorlar ya. O saati de 5 dakika önce değil 2-3 dakika sonra açtıkları için 2 koldan MİGROS’a kadar kuyruk uzuyor. Yaşlı, hasta hak getire. Belki tren daha sıcak olur. Dedim ki trene bindim. Çok şükür vagon sıcaktı. Bu durumu bilip bütün kış sorumsuzluklarını sürdüren yetkilileri önce Allah şikayet ederek Tanrı onları nasıl bilirse öyle yapsın. Sonrada siz vergilerini veren vatandaşa duyurmak istedim.