Türkiye'deki hastanelerimizde yoğun bakımda yatan hastalarımız ve yakınları büyük mahrumiyet yaşıyorlar.
Ailesi, akrabaları ve yakın dostları, çoğu zaman yoğun bakımdaki hastasını görmeden, görüşmeden, helalleşmeden, bilinci açık veya kapalı bir şekilde hastane görevlilerine terk ederek acı ve hasret içinde vefatını bekliyorlar.
Oysa çok değil yakın geçmişte bizler bu durumdaki hastalarımızı Kur'an okuyarak, dua ederek, helalleşerek, tekbir ve tehliller eşliğinde huzuru kalple yolcu ederdik.
Hasta en ağır şartlarda olsa bile onun yanında bulunur, bu imkandan mahrum olmazdık.
Şimdilerde hastanelerdeki görevliler ne yazık ki buna imkan vermiyorlar!
Bu konuda batılılar kadar olamadık! Avrupa'da vefat edeceği tahmin edilen hastalar yoğun bakımda olsalar bile ziyarete açık tutulurlar ve özellikle yakınları bizzat hastaneye çağrılarak yoğun bakımdaki hastayla görüşmeleri, helalleşmeleri sağlanır.
Bununla da yetinilmez; hastanın son demlerinde kiliseden papaz gelir, hastaya telkinatta bulunur ve dua eder. Ben bunları gözlerimle gördüm ve yaşadım.
Yine Avrupa'daki hastanelerde eğer hasta Müslüman ise, çağrılan din görevlisi -tanısın tanımasın- hastaya telkinatta bulunur, Kur'an okur, dua eder, hem sekerat halindeki hastayı hem de yakınlarını ruhen ve manen rahatlatarak huzura kavuşmalarına vesile olur.
Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere resmi ve özel tüm sağlık personeline, konuyla ilgili yetkililere ve ilgililere ÇAĞRIMDIR:
En doğal insan/hasta haklarından biri olan kişinin son demlerinde yakınlarıyla görüşüp vedalaşması, helalleşmesi, imkan dahilindeyse son sözlerini söylemesi veya vasiyetini yapmasına imkan verilmesini mutlaka sağlayın.
Bir müslümanın yanıbaşında Kur'an okunarak, kelime-i tevhid ve şehadet getirilerek ruhunu teslim etmesinden, kendisi de bunları dili veya kalbiyle tekrar ederek Rabbine kavuşmasından daha güzel ne olabilir ki!.. Kim bunu arzu etmez!
Lütfen, insanımızı bu en tabii hakkından mahrum etmeyin! Tırnak içinde söylüyorum; "Gavur"un kendi vatandaşına sağladığı imkanı siz sağlık çalışanları "Müslüman" kardeşinize çok görmeyin! Agrımıza gidiyor, kanımıza dokunuyor!