Zamanımı alsa da sosyal medyayı takip etmeye çalışırım. Zira, bu kanallarla da İslam'a hizmet edileceğine inananlardanım.
Fakat, bu mecralarda din adına öyle yanlışlara ve saçmalıklara şahit oluyorum ki, hangi birine cevap vereceğimi de şaşırıyorum doğrusu.
Hele bu yanlışlar diplomalı cahillerden gelirse kendimi tutamıyorum. Etiket ve unvanların insanları etkileyeceği endişesiyle kayıtsız kalamıyorum.
Bugün de bunlardan birine şahit oldum. Konu din olunca merakımı yenemedim ve konuşmayı dinledim.
Cemil Kılıç gibi kendini İlahiyatçı olarak tanıtan Nazif Ay, birlikte çıktığı bir TV programında: "Laiklik, Allah’ın gizli isimlerinden biridir. Allah laik bir varlıktır" garabetini yumurtluyor...
Bu çakma İlahiyatçı daha önce de "Noel kutlamak farzdır" demişti.
Başka bir konuşmasında da: "Tekbir getirmek, laikliği ihlal etmektir" iddiasında bulunmuştu.
Şimdi siz bunlardan hangi birini düzelteceksiniz!?
Son cümlesindeki çelişkiyle başlayalım:
Bu vatandaş, hem Laiklik Allah'ın isimlerinden biridir diyor hem de "Allah tek büyüktür" anlamındaki "Tekbir"i laikliğe aykırı kabul ediyor. Hani Allah laikti. Allah'a ait olan "Ekber" sıfatı niye laikliğe aykırı olsun ki! Zatın sıfatı hiç kendine aykırı olur mu? Bunlar mantık da mı okumadı!
Bir insan sapmaya görsün! Böyle saçmalıklar artık onun hayat tarzı veya yaşam biçimi haline gelir. Gözleri görmez, kulakları duymaz, beyinleri dümûra uğrar, düşünemez olurlar, çünkü akılları Kur'an tabiriyle (Yunus,100) pislik doludur.
Şimdi de diyor ki:
"Atatürk'e saygı farzdır. Kur’an’dan buna destek var mı, var ama söylemiyorum” diyor. Güya Atatürk'ün arkasına sığınarak kendisini tahkim etmek, malum çevrelere şirin görünmek istiyor.
Aynı çelişki ve saçmalıklara burada da devam ediyor.
Dikkat ederseniz:
"Kur'an'dan destek var ama söylemiyorum" diyor. Yani, biliyor ama söylemiyor, Kur'an'daki gerçekleri bilerek örtüyor, var olduğunu iddia ettiği ayetleri gizliyor.
Peki böylelerine yüce Allah Kur'an'da ne diyor, bakalım:
"İndirdiğimiz açık-seçik ayetlerle, kılavuz mesajı; biz onu Kitap'ta insanlara ayan-beyan gösterdikten sonra gizleyenlere, işte onlara, hem Allah lanet eder hem de diğer lanet okuyanlar lanet eder." (Bakara,159)
Ayet çok açık.
Her zaman olduğu gibi bizim onlara vereceğimiz cevabı, Kur'an dili ile vermiş olduk mu?
Başka söze gerek var mı?..