Gece ne kadar uzun, düşünceler ne kadar ağır olursa olsun, sabahın ışığıyla birlikte içimizde yeni bir güç doğar.
Bekleme kimseden o gücü, o sensin! Kendini sen motive edeceksin.
Hep söylerim ya dostlar, şükretmeyi öğrenmeliyiz. Senin yaşadığın hayat, bir başkasının hayali belki...
Nereden biliyorsun?
Geçen gün bir dostum her şeyi çok güzel özetledi:
“Sebebi işle, elinden geleni yap, kenara çekil.” dedi.
“Nasıl yani?” dedim.
“Zorlama,” dedi, “her şeyin sahibi kararı verdi zaten. Sen görevini yap, sonra çekil. Zırhın sahibi yolu da çizdi, sebebi de işledi.”
Ah, ne güzel kelam değil mi?
Böyle düşünürsek her şey daha kolay gelmiyor mu?
İşimize gittik, çalıştık, elimizden geleni yaptık.
Eve döndük, bize emanet edilen evlatlarımıza bakmaya çalıştık.
Gece duamızı ettik ve uyuduk.
Görev burada bitti dostlar...
Yarı ölümden sabah yeniden uyandıran da, sebebi işleyen de belli.
Kim nasıl yaşamak isterse tabii… Karışamayız.
Ama özetle, güzel yaşamak lazım.
Her günü bir öncekinden daha dolu yaşamak, ders almak ve geriye çok bakmamak...
Herkes aynı değildir; her kalp kötü, her kelam yalan dolu değildir.
Güzel insanlara çıksın yolumuz.
Önce biz güzel olalım.
Hadis ne diyor, dinle: “Sizi birbirinize benzeyen insanlarla denk getirdik.”
Çok anlam içerir, inanın... Anlayana, bilene, üstadım.
Tabii bu süreçte insanlar istediklerini yapacak, senin hakkında istediklerini konuşacak.
Senin işin onları durdurmak değil.
Onları değiştirmeye çalıştıkça kendi hayatına odaklanamazsın.
Bırak yapsınlar, zaten yapacaklar.
Başkalarının davranışları senin değil, onların sorumluluğudur.
Gerçek özgürlük, bırakmayı öğrenmekle başlar.
Ne kimse konuştu diye kötü olursun, ne de gerçekler değişir.
Kimse bilmezse Yaradan bilmiyor mu sence?
Gerek var mı bu kadar izahata?
Çekil üstadım, bırak... Sonra da seyret.
Ama sonunda mutlaka güzel insanlar kazanacak.
Evet, yorulacaksın tabii; arada gücün de bitecek.
Aksi olsa farkın kalır mıydı onlardan?
Bugün içimde farklı bir neşe, farklı bir umut var.
Her şeyin güzel olacağına dair sonsuz bir inancım var.
Hiçbir şey olmasa da kalbimde Yaradan’ın aşkı var.
Cuma günlerini severim; bana maneviyatı hatırlatır.
“Acıktın, kalk dua et.” der.
Cuma günleri eskiler için ne kadar kıymetliyse, benim için de öyledir.
Yolunuz anlayana, anlayabilene çıksın dostlar...
*****

























Fiili ve kavli duanı yap sonrasında rabbine tevekkül et. Ağzınıza yüreğinize sağlık ????
Güzel bir makale,ANLAYANA
"Geç değildir" Diyenler oluyor.. Geçtir kardeşim. Geçen 1 dakikayı bile geri getiremediğin bir düzlem burası. Yaşlanan için, Gençlikte yapılacak şeyler artık geçmiştir.. Ölen biriyle, Bir kahve içmek için geçtir.. Yerinde söylenmemiş her söz, Geçtir.. Gecikmiştir.. Her şey vaktinde güzeldir.. Yaşanması gereken herşeyi, Yaşanması mümkünken yaşayın.. Yüreğinize sağlık harika bir yazı olmuş
Yüreğine sağlık Çok güzel yazmışsın çok güzel özetlemişsin ellerin dert görmesin Saf ve anlaşılır bir dille yazdığın için seni tebrik ediyorum