Kurumun adını yazmayacağım. O kurum bir süre önce yönetim değişikliği yaparak yeniden yapılanmaya gitti.
Kerameti kendinden menkul birileri bu yerde bir koltuk bulunca birden bire ne oldum havasına giriverdiler.
Egoları tavana vurdu. İlk icraatı bağlı bulunduğu branşta, kendinden önce periyodik yapılan işlerin ve verilen hizmetlere karşılık gelen faturalardan 200-300 TL gibi çok küçük ve gülünç meblağlara karşı çıkarak, firmalara faturaları iade edip, yeniden faturalandırmalarını istedi.
Ayıbın en büyüğüde bu zaten. Çok bilmiş işgüzar arkadaş 200-300 TL gibi gülünç bir miktar için koskoca kurumun adını küçük düşürmüştür. Onun yolu, kesilen faturanın iptali yerine “bundan sonra kesilecek faturalarda fiyat budur” mantığı hakim olmalıydı. Bu olayı örnek göstererek, kurumların üst düzey yöneticilerinin, küçük beyinli adamları kadrolarına almamalarının yararına olması açısından dikkat çekmek adına bu yazıyı yazdım.
Akşeker’in kurucusu rahmetli Ali Şeker, Akşeker’in şimdiki Karaman Caddesi Çomaklı’daki tesisleri yeni kurulduğunda yeni personel alınırken, iş başvurusu yapanların CV’leri incelerken denk gelmiştim.
Ön elemeden geçmiş bir yığın CV’lerden üçünü seçip, sekreterine “bunları çağırın görüşelim” demişti.
Rahmetliye “bu kişileri hangi kritere göre seçtin” diye sorduğumda “Talep ettikleri maaş yüksek. Çalıştıkları 8-10 yıllık süre içerisinde 2-3 iş yeri değiştirmişler. Çok sık iş yeri değiştiren adamdan hayır gelmez. Az maaş talep eden de şirketi batırır” cevabını vermişti.
Demek ki işadamı olmak, devasa şirketleri kurmak ve bunları yönetmek kolay olmuyor.
Şimdi tepeden inme birilerine koskoca kurumu teslim ederseniz sonunda Hanyayı da Konya’yı da görmeniz kaçınılmaz olur.
Anlayacağız büyük devasa kurumlar, minik hesaplar peşinde koşan, kraldan çok kralcılığa soyunan küçük beyinlerle yönetilemezler..
Olsa olsa Konya Şekerde ki beceriksizlerdir.....