Konya Ansiklopedisi’nin hazırlık sürecindeki öncü rolüyle tanınan Uz, merhum Hacıveyiszade gibi Konya’nın manevi mimarlarıyla olan hatıralarını katılımcılarla paylaştı.
Hasan Yaşar tarafından düzenlenen program sonunda Konya eski milletvekillerinden Ahmet Sorgun ve Prof. Dr. Ahmet Alkan, Aydınlar Ocağı Konya Şube Başkanı Mustafa Güçlü ve TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu tarafından Hasan Yaşar ile Mehmet Ali Uza katılım belgeleri takdim edildi.Uz’un paylaşımları, Konya’nın kültürel belleğinin ne denli zengin ve köklü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Program TYB Konya Youtube kanalında canlı yayınlandı.
Hacıveyiszade'nin Rahlesinde Bir Talebe Mehmet Ali Uz, İmam Hatip Lisesi’nde eğitim gördüğü yıllarda derslerine giren Hacıveyiszade ile yaşadığı unutulmaz hatıraları anlattı. Hocaefendinin titizliği, latifeli ama öğretici üslubu ve talebelerine olan derin ilgisi konuşmasına damga vurdu. “İmam Hatip son sınıfta vaaz edenler grubundaydım,” diyerek sözlerine başlayan Uz, şu çarpıcı olayı paylaştı: “Bir arkadaşımız çıktı, vaaz etti ama iyi olmadı. Hoca Efendi cemaat dağılınca onu çağırdı, hepimizin içinde, ‘Sahtekâr! Fişi prize takamadın’ dedi. Bu onun tarzıydı; hem güldürür hem düşündürürdü. O hatırayı hâlâ unutmam. Ben vaaz ettiğimde Hoca Efendi cemaate döndü, ‘Bunun dedesi de Konya'nın meşhur vaizi hatiplerindendi’ dedi. Bu sözle beni onurlandırdı. O an sevinçten ne yapacağımı bilemedim. Dedemle mukayese edilmek büyük bir şerefti.”Hoca-talebe ilişkisindeki vefa duygusunu da unutulmaz bir vedalaşma anısıyla anlattı: “Askere gitmeden önce elini öpmeye gittim. ‘Dua buyurun’ dedim. Elini cebine attı, beş lira çıkardı. İçimden dedim ki; ‘Hocanın yüzlerce talebesi var, her biri böyle gelip harçlık isterse bu değirmenin suyu nereden gelir?’ Tam o anda eli havada durdu. Sanki içimden geçenleri okudu. Sonra gülümsedi: ‘Al evladım, bu Veyis’in değil, Hacı Veyis’in parası’ dedi.” Programı dinlemeye gelen misafirler de Mehmet Ali Uz’un Konya için taşıdığı öneme dikkat çekti. Özellikle Konya Ansiklopedisi’nin hazırlanma sürecindeki rolüne vurgu yapan Ali Işık, süreci şu sözlerle özetledi: "Bu konuda hiç tereddütsüz ve bütün samimiyetimle söylüyorum ki, Mehmet Ali abi olmasaydı Konya Ansiklopedisi olmazdı. Bu işi başından sonuna kadar sırtlayan, bizi bir araya getiren ve bu eserin çıkmasını sağlayan odur." Bu büyük çabanın ardındaki anlayışı ise Uz’un kendi sözüyle ifade etmek mümkün: “Her şeye para harcarsınız, masraf yaparsınız. Boşa giden olur, gitmeyen olur. Fakat bir harcama var ki o katiyen boşa gitmez. Bu da gençlere olan hizmettir.” Yazar Ahmet Alkan, Mehmet Ali Uz’dan öğrendikleri en temel dersin, bir şehre hizmetin makam ve mevkiyle sınırlı olmadığını belirtti: "Bize şunu öğrettiler; çevresine insan nasıl ışık verir, nasıl destek olur; şehrine, memleketine nasıl hizmet eder? Bunların sadece makamla, siyasi unvanla değil; çalışarak, üreterek, yazarak yapılabileceğini biz onlardan öğrendik."
Aydınlar Ocağı Konya Şubesi Başkanı Mustafa Güçlü ise Mehmet Ali Uz için “56 yıldır Mehmet Ali Abi’yle bir şekilde irtibatımız sürdü. Mehmet Ali Abi benim gözümde, iki dedesi ve iki ninesiyle birlikte dört köklü aileden gelen bir şahsiyettir. Mevlâna soyundan, Pir Adil Ömer Efendi'den gelen Mevlevî tarafı var. Hacı Kullukzadeler, Kurşuncular ve Hacı Fettahlılar olmak üzere dört büyük ailenin mirasını taşıyor. ‘Bir şehri bir şahısla ifade et’ deseler, mesela Konya’yı… Bu şehir için pek çok isim sayılabilir ama en başa Mehmet Ali Uza Bey’i koyarım. Çünkü o, Konya’nın erdemli, dürüst, olgun, güçlü birikime sahip; inancıyla, kültürüyle şehre yakışan bir kişiliği temsil ediyor. Konya’yı şahsında en iyi temsil eden insanlardan biridir. Kendisine teşekkür ediyorum.” dedi.TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu ise Mehmet Ali Uz’un şehir kültürünü yaşatma misyonunu şu sözlerle tanımladı: "Konya kültürünün adeta hamiliğine, hadimliğine soyunan; bu şehrin irfanını, hafızasını ve kimliğini omuzlarında taşıyan aksaçlı, aksakallı birkaç alperenden biridir Mehmet Ali Uz Beyefendi." Program, Konya'nın yaşayan bir değeri etrafında samimi bir sohbet ve vefa iklimi sunarak sona erdi.
Hasan Yaşar tarafından düzenlenen program sonunda Konya eski milletvekillerinden Ahmet Sorgun ve Prof. Dr. Ahmet Alkan, Aydınlar Ocağı Konya Şube Başkanı Mustafa Güçlü ve TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu tarafından Hasan Yaşar ile Mehmet Ali Uza katılım belgeleri takdim edildi.Uz’un paylaşımları, Konya’nın kültürel belleğinin ne denli zengin ve köklü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Program TYB Konya Youtube kanalında canlı yayınlandı.
Hacıveyiszade'nin Rahlesinde Bir Talebe Mehmet Ali Uz, İmam Hatip Lisesi’nde eğitim gördüğü yıllarda derslerine giren Hacıveyiszade ile yaşadığı unutulmaz hatıraları anlattı. Hocaefendinin titizliği, latifeli ama öğretici üslubu ve talebelerine olan derin ilgisi konuşmasına damga vurdu. “İmam Hatip son sınıfta vaaz edenler grubundaydım,” diyerek sözlerine başlayan Uz, şu çarpıcı olayı paylaştı: “Bir arkadaşımız çıktı, vaaz etti ama iyi olmadı. Hoca Efendi cemaat dağılınca onu çağırdı, hepimizin içinde, ‘Sahtekâr! Fişi prize takamadın’ dedi. Bu onun tarzıydı; hem güldürür hem düşündürürdü. O hatırayı hâlâ unutmam. Ben vaaz ettiğimde Hoca Efendi cemaate döndü, ‘Bunun dedesi de Konya'nın meşhur vaizi hatiplerindendi’ dedi. Bu sözle beni onurlandırdı. O an sevinçten ne yapacağımı bilemedim. Dedemle mukayese edilmek büyük bir şerefti.”Hoca-talebe ilişkisindeki vefa duygusunu da unutulmaz bir vedalaşma anısıyla anlattı: “Askere gitmeden önce elini öpmeye gittim. ‘Dua buyurun’ dedim. Elini cebine attı, beş lira çıkardı. İçimden dedim ki; ‘Hocanın yüzlerce talebesi var, her biri böyle gelip harçlık isterse bu değirmenin suyu nereden gelir?’ Tam o anda eli havada durdu. Sanki içimden geçenleri okudu. Sonra gülümsedi: ‘Al evladım, bu Veyis’in değil, Hacı Veyis’in parası’ dedi.” Programı dinlemeye gelen misafirler de Mehmet Ali Uz’un Konya için taşıdığı öneme dikkat çekti. Özellikle Konya Ansiklopedisi’nin hazırlanma sürecindeki rolüne vurgu yapan Ali Işık, süreci şu sözlerle özetledi: "Bu konuda hiç tereddütsüz ve bütün samimiyetimle söylüyorum ki, Mehmet Ali abi olmasaydı Konya Ansiklopedisi olmazdı. Bu işi başından sonuna kadar sırtlayan, bizi bir araya getiren ve bu eserin çıkmasını sağlayan odur." Bu büyük çabanın ardındaki anlayışı ise Uz’un kendi sözüyle ifade etmek mümkün: “Her şeye para harcarsınız, masraf yaparsınız. Boşa giden olur, gitmeyen olur. Fakat bir harcama var ki o katiyen boşa gitmez. Bu da gençlere olan hizmettir.” Yazar Ahmet Alkan, Mehmet Ali Uz’dan öğrendikleri en temel dersin, bir şehre hizmetin makam ve mevkiyle sınırlı olmadığını belirtti: "Bize şunu öğrettiler; çevresine insan nasıl ışık verir, nasıl destek olur; şehrine, memleketine nasıl hizmet eder? Bunların sadece makamla, siyasi unvanla değil; çalışarak, üreterek, yazarak yapılabileceğini biz onlardan öğrendik."
Aydınlar Ocağı Konya Şubesi Başkanı Mustafa Güçlü ise Mehmet Ali Uz için “56 yıldır Mehmet Ali Abi’yle bir şekilde irtibatımız sürdü. Mehmet Ali Abi benim gözümde, iki dedesi ve iki ninesiyle birlikte dört köklü aileden gelen bir şahsiyettir. Mevlâna soyundan, Pir Adil Ömer Efendi'den gelen Mevlevî tarafı var. Hacı Kullukzadeler, Kurşuncular ve Hacı Fettahlılar olmak üzere dört büyük ailenin mirasını taşıyor. ‘Bir şehri bir şahısla ifade et’ deseler, mesela Konya’yı… Bu şehir için pek çok isim sayılabilir ama en başa Mehmet Ali Uza Bey’i koyarım. Çünkü o, Konya’nın erdemli, dürüst, olgun, güçlü birikime sahip; inancıyla, kültürüyle şehre yakışan bir kişiliği temsil ediyor. Konya’yı şahsında en iyi temsil eden insanlardan biridir. Kendisine teşekkür ediyorum.” dedi.TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu ise Mehmet Ali Uz’un şehir kültürünü yaşatma misyonunu şu sözlerle tanımladı: "Konya kültürünün adeta hamiliğine, hadimliğine soyunan; bu şehrin irfanını, hafızasını ve kimliğini omuzlarında taşıyan aksaçlı, aksakallı birkaç alperenden biridir Mehmet Ali Uz Beyefendi." Program, Konya'nın yaşayan bir değeri etrafında samimi bir sohbet ve vefa iklimi sunarak sona erdi. 
