Sayın Selçuk Üniversitesi Rektörü
9 Mart 2021
Üniversitenin Ana Kampüsünde bulunan Süleyman Demirel Kültür Merkezinin adının Sultan Alparslan Kültür Merkezi, yine aynı kampüste bulunan Prof. Dr. İhsan Doğramacı Uygulama Anaokulunun adının da, Nasreddin Hoca Uygulama Anaokulu olarak değiştirildiğini öğrendim. Bu değişikliklere bir anlam veremedim. Hangi ihtiyaçtan doğdu diye düşündüm, mantıklı bir cevap bulamadım. Bunları hem çok yadırgadım, hem de yapılanlara çok üzüldüm. Çünkü bu isimleri değiştirilen Süleyman Demirel Kültür Merkezi de, Prof Dr İhsan Doğramacı Anaokulu da benim Rektörlük dönemimde yapıldı ve O Büyük İnsanların isimlerinin, kendilerinden güçlükle izin alarak, konmasına ben vesile oldum. Bu sebeple onların maneviyatları önünde mahcup oldum. Ama kimin aklına gelirdi ki; benden 18 sene sonra, Selçuk Üniversitesi yetkililerinin kendi kuruluşunda büyük emekleri olan iki büyük devlet adamının isimlerini üniversiteden sileceği.
Ömürlerini ülkenin hizmetine harcayan Sayın Demirel ve Sayın Doğramacı; sadece yurdumuzda değil, dünyanın tanıdığı donanımlı ve birikimli iki Türk Devlet adamı, bilim Adamı ve Türk Büyüğüdür. Bunlar herkesin malumudur.
Sayın Rektör,
Bugün sizin rektörlüğünü yaptığınız Selçuk Üniversitesi, bu iki büyük insan tarafından kurulup geliştirilmiştir. Konya, 1950’lerden itibaren bir üniversiteye kavuşma çalışmaları ve gayretleri içine girmiş, nihayet o hayal 1975 yılında gerçekleşmiş, Süleyman Demirel hükümeti, Konya'da Selçuk Üniversitesini kurmuştur.
Bugün bütün Türk Yüksek Öğretim Kurumlarının mevzuatı olan 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kurumları Kanun Sayın Doğramacının eseridir. Bu kanunla beraber ülkemizde yeni üniversiteler kurulmuş, önceden kurulanlarda da bazılarının kapasiteleri artırılarak büyütülmüştür. Bunlardan biri de Selçuk Üniversitesidir.
Selçuk Üniversitesinin fakülte sayısı iki'den sekiz'e çıkarılmış, akademik ve idari kadro kapasiteleri artırılmış, bir anlamda üniversite yeniden kurulmuştur. Bu yeni ilave edilen fakültelerden biri de Tıp Fakültesi olmuş, Sayın Doğramacı bu da benim Konya'lılara hediyem olsun demiştir. O gün yeri bile olmayan tıp fakültesi, zamanla ortaya koyduğu gelişmelerle bünyesinden ikinci tıp fakültesini çıkarmıştır. Bugün kampüs alanında bulunan hastane binasının bitme aşamasında, 1998 yılında Cumhurbaşkanımız Sayın Demirel'in üniversitemizi ziyaretleri esnasında kendilerine ayrıntılı olarak bilgi verip, ikinci bir tıp fakültesinin uygun olacağını arz etmem den sonra münasip gördüler ve YÖK' e bu konuda yazılı talimat verdiler. O yazının bir nüshasını da bize gönderdiler. Sayın Demirel sayesinde kampüs alanında kurulan bu ikinci tıp fakültesi, bugünkü Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesidir.
Eminim ki siz bu gerçekleri yeterince bilmiş olaydınız; sağduyu sahibi insanları üzecek hadiselere meydan vermezdiniz.
Prof. Dr. İhsan Doğramacı Anaokulu, bizim "Yenidoğandan-Üniversiteye" Projemizin bir parçası idi. Uzun araştırmalar sonunda oluşturulan proje, devlet ödeneği kullanılmadan, kendi oluşturduğumuz kaynaklarla bir yaz sezonunda tamamlandı. Her türlü detayın ve kaliteli eğitimin düşünüldüğü anaokuluna; çocuk hekimi ve ömrünün büyük kısmını eğitime harcamış merhum Doğramacı hocamızın isminin verilmesinin, üniversitemiz için bir zenginlik ve onur olacağını düşündük. İsminin verilmesi konusunda izni zor aldık. Merhum Doğramacı hocam birkaç defa bana, okula ne yapabileceğini, eksik olan ne diye sordu. Ben her seferinde her şey tamam hocam deyince, en sonunda anaokuluna o zamanki değeri 85 bin dolar olan piyano hediye etti. Anaokuluna, Bilkent üniversitesinden bir müzik öğretmeni, bir de İngilizce öğretmeni görevlendirdi. O öğretmenler yıllarca gelip gittiler.
Sayın Rektör,
O değerli büyük insanların isimlerinin üniversitedeki Kültür Merkezinden ve Anaokulundan isimlerinin kaldırılması çok yanlış olmuştur. Bunun mantıklı bir izahı olamaz. Yapılanların sağduyu sahibi insanlar tarafından kabul görmesi mümkün değildir. Bu yapılanlarla üniversite zarar görmüştür, üniversitenin vizyonu daralmıştır. Selçuk Üniversitesini kuran, üniversitenin her zaman yanında olan, o büyük insanların isimlerinin üniversitenin birimlerinde bulunması, üniversite için bir onur, gurur vesilesi ve zenginlikti. Maalesef o fırsat kaçırıldı.
Yeni isimleri bu şekilde değil de, kendi rektörlük döneminizde yaptığınız veya yapacağınız tesislere verseydiniz daha şık ve daha etik olurdu. O zaman üniversite içinde ve dışında sadece gözlerde değil, gönüllerde de yeriniz yüksek olurdu.
Selam ve Saygılarımla,
Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu
Selçuk Üniversitesi Eski Rektörü
(Kasım 95- Kasım 2003 Dönemi)
YORUMLAR