Türkiye, demokratik süreçlerin en önemlilerinden birini tamamladı ve seçimler sona erdi. Bildiğiniz gibi yerel seçimler demokrasi şölenidir. 31 Mart seçimleri de bahar havasında sıkıntısız bir şekilde sonuçlandı.
Bu seçim katılımın düşük olduğu bir seçim olarak aklımızın bir köşesinde kalacaktır. İster küskünler deyin, ister umutsuzlar, ister ramazan ayı. Katılım oranının en düşük olduğu seçimler listesine girdi 31 Mart 2024 seçimleri.
Kazanan ve göreve gelecek olan başkanlarımızı tebrik ediyoruz. Kimisi ilk defa kimisi tekrar seçildi. Seçim sonrası mutlaka bir rahatlama olacaktır başkanlarda. ( eminim tekrar seçilen ama oy oranı ciddi düşen başkanlar hariç ). Biz vatandaş olarak görevimizi yaptık ve oyumuzu kullandık. Adaylar ise vaatlerini dile getirdiler. Peki, şimdi ne olacak? Artık vaatlerin gerçekleşme zamanı geldi. Ancak, demokratik sürecin yalnızca seçimlerle sınırlı olmadığını, vaatlerin ve politikaların uygulanması sürecinin de toplumun aktif katılımı ve gözetimi gerektirdiğini unutmamak gerekiyor.
Seçim döneminde adaylar, genellikle halkın beklentilerini karşılayacak vaatlerde bulunurlar. Ancak vaatlerin sadece sözde kalmaması, gerçekten hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu noktada, toplumun basın ve medya aracılığıyla vaatlerin takip edilmesi ve politikacıların vaatlerini yerine getirip getirmediğinin gözetilmesi önemli bir görev üstleniyor.
Seçim sonrası süreçte, toplumun bu vaatleri hatırlaması ve politikacıları bu konuda hesap vermeye çağırması gerekiyor. Vaatlerin sadece seçim döneminde hatırlanması, sonrasında unutulması demokratik sürecin sağlıklı işlemesi açısından yeterli değildir. Toplumun vaatlerin takibini sürdürmesi, seçilmiş yetkililere karşı sorumluluklarını hatırlatması demokratik bir toplumun olmazsa olmazıdır.
Ancak vaatlerin takip edilmesi sadece seçilmiş yetkililerin sorumluluğunda değil, aynı zamanda medyanın da görevidir. Medya, toplumu bilgilendirme ve politikacıları hesap vermeye çağırma konusunda önemli bir rol oynar. Tarafsız ve objektif bir şekilde vaatlerin gerçekleşme sürecini izlemek, toplumu bilgilendirmek, politikacıların sorumluluğunu hatırlatmak medyanın görevidir.
Sonuç olarak, seçimler sadece bir başlangıçtır. Vaatlerin gerçekleştirilmesi ve politikaların uygulanması sürecinde toplumun aktif katılımı ve gözetimi büyük önem taşır. Seçilmiş yetkililerin vaatlerini yerine getirmesi, toplumun güvenini koruması açısından kritiktir. Unutmayalım ki, demokrasi sadece seçimlerde değil, seçimlerin ardından vaatlerin takip edilmesi sürecinde de yaşar ve güçlenir.
O zaman haydi sorumluluklarımızı bilelim ve yerine getirelim. Bizlere verilen vaatlerin yerine getirilip getirilmediğinin takibini yapalım. “ Boş vaatlere karnımız tok artık.” demenin zamanı gelmedi mi sizce?
Sağlıcakla Kalın.