Yıllarca tartışılan ancak imamların hep "bildiğini okuduğu" bu sorunu en son Prof.Dr.Ümit Özdağ tekrar kaşıyarak gündeme taşıdı.
Amacı belli. Kurduğu siyasi partiye Atatürk'ün adını kullanıp istismar etmekle oy devşirmek. Sayın Özdağ madem bu kadar samimi, bir teklif de Anıtkabir için getirmeliydi! Tıpkı Topkapı'da olduğu gibi Anıtkabir'de de devamlı Kur'an okuyacak bir hafız tayin edilmesini ve Atatürk'ün haftada bir değil, her gün her saniye dualarla anılmasını istemeliydi!..
Camiler, Allah ve Peygamber isimlerinin anıldığı ve İlahi buyrukların anlatıldığı mukaddes mekanlardır. Özdağ bunu bilmiyor olamaz.
Özdağ'ın bu anlamsız ve beyhude girişimi ne yazık ki elinde patladı. Kaş yapacağım derken göz çıkardı. Diyanet resmi ve tarihi bir belgeyle ona en güzel cevabı verdi. Bir akademisyen olarak Prof.Özdağ'ın belgelere aşina olması gerekir.
Bizzat Atatürk'ün de imzasını taşıyan ve aşağıda hem Osmanlıca hem Türkçe ifadelerle gördüğünüz bu orijinal belgede şöyle deniyor:
"Bundan böyle hutbelerde isim zikredilmeksizin Millet ve Cumhuriyetin selâmet ve sa'adetine dua edilmesi kararlaştırılmıştır..."
Neymiş? Atatürk de dahil hiç kimsenin isminin camilerde zikredilmemesi gerekiyormuş! Bunu isteyen bizzat Atatürk'ün kendisi imiş! Böylece Atatürk'ün dini bilgisinin Özdağ'dan daha iyi olduğu da anlaşılıyormuş!
Artık siyasilerin, ne Atatürk'ü istismar ederek ne de Allah ve Peygamber adını kullanarak oy avcılığı yapma devri sona ermelidir.
Ey Ülkeyi yönetmeye talip siyasiler!
Varsa projeleriniz onları anlatın! Dürüst, ilkeli ve tutarlı tavırlarınızla vatandaşı ikna edin. Başkalarının isimlerine sığınarak değil, kendi fikirlerinizle ve ayağı yere basan plan ve icraat modellerinizle gelin! Rakiplerinize hakaret ederek değil, "yapılanları yıkacağız" diyerek hiç değil, sadece yapacaklarınızı söyleyerek gelin!
Milleti saf yerine koymayın!
Yeter yahu!..
M.Emin PARLAKTÜRK
28 Ağustos 2022
İŞTE TARİHİ BELGE!..